15 Haziran 2011 Çarşamba

Azınlığın Derinliği

Hani bir elektronik eşya ya da import bir içki almak istediğiniz ve kalitesinden, nasıl özelliklere sahip olması gerektiğinden hiç anlamadığınızda sadece fiyatına bakarak karar verirsiniz ya, işte öyle bir şey diyelim.

Dünya'da pop dinleyen kitle mi fazla jazz dinleyen kitle mi?
Dünya'da Dostoyevski okumuş kitle mi daha fazla yoksa "Secret" okumuş kitle mi?
Televizyon izleyen kitle mi televizyonu kaldırıp çöpe atmış kitle mi?
Titanik izleyenlerin sayısı ve Shine izleyenlerin sayısı?
...

Ama bazen de sırf markaya ödediğimiz para nedeniyle daha ucuzunun olmasına rağmen aynı kalitedeki bir mala gereksiz yere daha fazla para verebiliyoruz. Peki bu durumda azınlığın derinliğiyle ilgili ne söylenebilir?

Tamam kafa karıştırmayayım...

Lakin şu bir gerçek ki her zaman çoğunlukları azınlıklar yönetir. Aynı şeyi düşünen ya da aynı bilgi düzeyinde olan çoğunluğu farklı şeyler düşünebilen ve daha yüksek bilgi düzeyinde olan azınlıklar kontrol eder. Bu nedenle azınlık kelimesi, içerisinde negatif bir anlam içerse dahi aslında derinliği olan bir kelimedir. Altında gizli olan anlam da yine sadece azınlıkların anlayabileceği türdendir. Ve bu nedenle de çoğunluğun ihtişamına kapılıp gidenler çoğu zaman kaybeden bilinçsizlerdir. Azınlık içinde yer almak cesaret ister, bilgi birikimi ister. Azınlık kendi kararını verebilenlerden oluşur. Çoğunluk ise yönetilmeyi, yönlendirilmeyi bekler.

Çoğunluk yüzeyi görürken azınlık derinlerde olanların farkındadır. Bu durumu en net anlatan söz de şudur ki:

"Herkesin öyle söylüyor olması, o şeyin doğru olduğu anlamına gelmez..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder