İnsanoğlu açgözlü mü, evet. Hatta doyumsuz. İhtiyacı bitince keyfi, keyfi geçince de öylesine ister de ister. Bazen durduk yere ister, bazen istiyeceğinin bilincindedir ve ona göre davranır. Yemek ister, içmek ister, gezmek ister, görmek ister, sevişmek ister, uyumak ister, yorulmak ister..... ister de ister ....
Ama istediği şeyden bir süre sonra da sıkılır. Öyle bir histir ki bu sıkılganlık, az önce istediğin şeye hayret ettirir. Duramayacağını düşünürsün o istediğin şeysiz, ulaştığın zaman da sıkılırsın. Bazen harika bir tatildir seni sıkan, bazen ailen, bazen de sana gözünün ucuyla bile bakmayan, kaç zamandır aşık olduğun, tek düşündüğün şey olan ve sonunda elde ettiğin sevgili... sıkılırsın...
İşte bu iki duygu beni kainatın düzeni üzerinde sürekli düşündürür durur. Çünkü doyumsuzluk aslında öyle bir histir ki önüne bir amaç koyar, başardığında yeni bir amaç, onu başardığında da yeni bir amaç koyar. Yani aslında hayattan sıkılmamanı sağlar. Ama sıkılganlık da bu arada asla peşini bırakmaz, o da hep beraberinde gelir. Çünkü aslında doyumsuzluğu doyumsuzluk yapan sıkılganlıktır. Başardığında sıkılmasan, yeni bir başarı arayışına girmezsin, doyumsuz olmazsın. Yani bu iki duygu sürekli birbirini kovalar ve birbirini yaratır.
Şimdi bu açıdan bakınca ben diyorum ki.....
Ne boktan bi sistem lan bu!!!
Zaten her şey,bu tatmin olamayan insan olgusundan gelmiyor mu başa..Memnuniyetsizlik,sıkılganlık hissi..Mutlu olmayı unutturuyor..
YanıtlaSilBu arada bende bir mim in var :)
Ya mimin için özür dilerim biraz geç kaldım ama giremedim bir türlü internete şu iki-üç gündür. Çok sevindim gerçekten mime teşekkür ederim. :)
YanıtlaSilHemen cevaplıyorum ilk mimimi :D